Yurt dışında yaşayanların korona süreci boyunca en çok yanıt aradığı sorular “Türkiye’ye gidebilecek miyim?” veya “Ailem gelebilecek mi?” oldu. Çek Cumhuriyeti’nin diğer AB ülkelerine sınırlarını açmasının ardından Türkiye uçuşları seyrek ve değişken bir planlama ile başladı.
Ben de bu sene epey kararsızlık yaşadıktan sonra Ağustos başında İzmir’e gitmek üzere biletimi aldım. Bu kararsızlığın bir nedeni geri dönüşte herhangi bir sorun yaşayıp yaşamayacağımı öngörememek olmuştu.
Bu yazıda ayağımın tozuyla geldiğim İzmir’den seyahat deneyimlerimi anlatacağım. Uçak yolculuğu sırasında uçak içindeki hava her 3 dakikada bir yenileniyorsa virüs kapma riskinin çok az olduğu uzmanlarca söyleniyor. Bana göre seyahat sırasında en büyük risk kuyruklarda ve oturma alanlarında, ancak kendinize sakin bir köşe bulursanız ve en azından önceki kişiyle mesafeyi korursanız bu riski de azaltabilirsiniz.
Türkiye’ye Gidiş
Geçen yıl sonbaharda, 2020 yaz sezonu için Prag’tan İzmir’e direk uçuş olacağının müjdesini almıştık. Ancak korona süreci bu planları alt üst etti. Ben de doğrudan İzmir’e uçmak için farklı bir rotayı denemek istedim ve Viyana üstünden İzmir’e gitmeye karar verdim.

Prag-Viyana tren biletini Çek Demiryolları’ndan aldım (České dráhy). Tren sabah 6.30’daydı, koskoca vagonda sadece 4 kişi seyahat ettik. Trende maske kullanımı ile ilgili bir zorunluluk yoktu ancak ben yine de az kişi olmasına rağmen tedbiri elden bırakmadım. Prag-Viyana arası 4 saat sürüyor. Yolda hiç sıkılmadım, geçen hafta yayınladığım blog yazılarının düzenlemelerini yaparken ve çok sevdiğim yemyeşil doğayı izlerken bir de baktım ki Viyana’daki merkez tren garına gelmişim.
Viyana havalananına gitmenin en kolay yolu olan CAT (city airport train) trenleri şimdilik kaldırılmış, otobüs seferleri saatte bir (Vienna Airport Lines) çalışmaya devam ediyor. Otobüse binerken şoför mutlaka maske konusunda uyarıyor. Yolculuk 25-30 dk sürdü, bilet fiyatı ise 8 Euro.

Havalimanına vardığımda herhangi bir kontrol olmadı. Giriş katı sakindi ancak check-in bankolarının olduğu alan epey kalabalıktı. Tam da Kurban Bayramı öncesine denk geldiğim için İstanbul, Antalya ve İzmir’e giden uçakların yolcuları uzun kuyruklar oluşturmuştu. Yine kapalı alan olduğu için maske takmak zorunluydu. Gördüğüm kadarıyla sosyal mesafeye bekleme alanlarında ve check-in sırasında insanların çoğu dikkat etmiyordu.
İzmir’e Pegasus ile uçtum. Kabine sadece küçük bir çanta (laptop çantası da olabilir) alabiliyorsunuz. Kabin bagajından kalan hakkınızı kargo bölümüne verebilirsiniz.
Pasaport kontrolden hiç bir soru sorulmadan rahatça geçtim. Uçağa giren her yolcunun ateş ölçümü yapıldı. Pegasus yolculara maske veya dezenfektan vermiyor, yanınızda yeterli miktarda bu malzemelerden taşımanız gerekiyor. Gördüğüm diğer bir eksiklik ise uçağın bir kısmının boş olmasına rağmen çoğu sırada insanların yan yana oturmasıydı. Uçak içinde yer değiştirmeye de izin verilmiyor bu da aklınızda olsun.
İnişe geçmeden önce Sağlık Bakanlığı’nın dağıttığı bir form dolduruluyor, buraya iletişim bilgileri ve uçak içindeki koltuk numarası yazılıyor takip amaçlı.
İzmir Adnan Menderes Havaalanı’na indikten sonra pasaport kontrole girmeden önce bu formu alıyorlar. Girişte bir termal kamera ile kontrol yapılıyordu. Pasaport kontrolden de sorunsuz geçtikten sonra valizimi alıp çıktım. İzmir’in sıcağı ve çıkış kapısındaki insan kalabalığı beni şaşırttı. Virüsün bu kadar yaygın olduğu dönemde onlarca kişi yakınlarını karşılamak için aynı alana yığılmıştı.
İzmir’de Korona Sürecindeki Gözlemlerim
Geçtiğimiz haftalarda bana en çok Prag’taki korona vakaları soruldu. Nüfus Türkiye’ye kıyasla yoğun olmadığı için son zamanlarda önlemlerin gevşetilmesine rağmen yayılma hızı burada daha düşük.
Havalimanında karşılaştığım manzaradan sonra ailem beni aldı ve uzun süre bir yere kımıldamamak üzere Foça’ya gittim. Kaldığım süre boyunca herhangi bir resmi kurum iletişime geçmedi, yurt dışından gelen kişiler şu dönemde takip edilmiyor sanırım.
Foça’ya sadece iki akşam indim, kordon boyu ve mekanlar kalabalıktı. Akşam böyle ama sabah saatlerini mutlaka öneririm, dümdüz bir deniz ve sabah uykusunu sevmeyen az sayıda insanla bu tatlı beldenin keyfini çıkarabilirsiniz.

Son günlerde valiz hazırlamak ve alışveriş için (Türkiye’den neler aldığım ayrı bir yazının konusu olsun) İzmir’e gittim. İzmir’de maske kullanımı epey yaygın, zaten en dikkatli illerin arasında geliyormuş 🙂 Ancak kalabalık nedeniyle insanlardan uzak kalmak çok zor.
Bütün bunların dışında her gidişimde insanları daha da ümitsiz görüyorum. Beyaz yakalı, mavi yakalı veya işveren farketmeksizin, korona süreciyle birlikte ekonomik kaygılar artmış durumda. Bana “gidip kendini kurtardın” diyen bu sefer çok oldu. Sadece ekonomik durum değil; kadın cinayetleri, insan hakları ihlalleri, toplumsal huzurun bozulması…
Prag’a Dönüş
Prag’a yine Viyana üstünden gelmeyi planlamıştım ki Pegasus uçuşa 10 gün kala iptal bilgisi verdi. Bileti alırken bu uyarıyı çok net görememiştim, şöyle ki bilet ücreti kesintisiz iade edilecek ancak uçuşlar normale döndükten 2 ay sonra. Benim tahminime göre iadeyi 2021 sonu belki alabilirim 🙂
Ben de biletimi Cuma günleri İstanbul-Prag uçuşu devam eden THY’den aldım. İstanbul bağlantılı yurt dışı uçuşum olduğu için İzmir-İstanbul uçuşunda HES kodu istenmedi, ben yine de her ihtimale karşı almıştım.
Havalimanlarına yolcu dışında kimse alınmıyor. Böyle olunca annemle kapıdan ayrıldık. Uğurlama bu sefer biraz hızlı oldu ama yine de uzun süre uzaktan el salladık birbirimize 🙂
Terminale girişte termal kamera dışında ekstra bir kontrol olmadı. İzmir Adnan Menderes Havaalanı sabah saatlerinde kalabalık değildi.
Çekya şimdilik uçağa binerken negatif Covid-19 testi istemiyor. Ancak ülkelere giriş bilgileri her an değiştiği için İzmir’de check-in yaparken son anda teyit etmek için THY merkezi aradılar. O nedenle uçuştan birkaç gün önce THY müşteri hizmetlerini mutlaka arayıp bilgi almaya çalışın. Uçuşunuz beklenmedik şekilde yanmasın.
THY uçuşlarında kabin içine sadece küçük çanta alıyorlar, kalan hakkınız kargo bölümünde gidiyor. Ben 28 kg’lık hakkımı sonuna kadar kullandım 🙂 Boarding sırasında bilekten ateş ölçümü yapıldı. İzmir-İstanbul uçağı Boeing 777 (iki koridorlu) olmasına rağmen neredeyse tam kapasite doluydu. THY girişte içinde bir maske ve iki ıslak mendil olan hijyen kiti veriyor.

İstanbul Havalimanı’nda dış hatların bir kısmı kapalıydı, açık olan oturma alanlarında ise bana göre insan yoğunluğu fazlaydı. Uygun sosyal mesafeyi yemek katında yakaladım. Biraz yeni iş haftasına hazırlık yaparak biraz etrafı seyrederek Prag uçuşumu bekledim.

Uçağa binerken yine aynı şekilde ateş ölçümü yapıldı ve hijyen seti verildi. Bu sefer uçak epey boştu, stressiz bir yolculuk geçirdim. Prag’a indikten sonra pasaport kontrolden geçtim (herhangi bir soru sorulmadı) ve doğrudan evin yolunu tuttum.
Seyahat Sonrası Covid-19 Testi
Şu an Çek Cumhuriyeti’nde Trafik Işıkları denilen bir (traffic lights) uygulama var. Her ülke risk durumuna göre yeşil veya kırmızı rengi alıyor. Ülkemiz şu an kırmızı bölgede olduğu için Çek Cumhuriyeti’ne girdikten sonra 72 saat içinde ilgili sağlık kurumlarına negatif Covid-19 test sonucunu göndermek gerekiyor. Bu yapılmazsa 14 gün evde karantinada kalınıyor (bilgi).

Ben de dönüş uçak biletim değiştikten sonra covid testi yapılan hastanelerin birinden randevu aldım. Aslında Prag havalimanında da bir test merkezi var ancak orası çok kalabalıktı. Dün sabah randevu aldığım hastaneye gittim ve 30 dk içinde işim bitti. Test sırasında kayıt için oturum kartım istendi ve genel sağlık durumumla ilgili sorular soruldu. Test ücretini devlet karşılamıyor, fiyatı 1750 CZK (70 Euro), temassız ödeme yapılıyor ve sonuçlar 12-24 saat içinde çıkıyor. Siz bu yazıyı okurken umarım ben de iyi haberi almış olurum 🙂
Bir sonraki yazıya kadar merakla kalın,
Prag’ta günlük hayat nasıl geçiyor diye merak ediyorsanız Facebook, Instagram hesaplarımı ve YouTube kanalımı takip etmeyi unutmayın!