Prag Kalesi‘ndeki tek özel mülk olan Lobkowicz Sarayı, 1500’leri ikinci yarısında soylu bir Çek olan Jaroslav Pernštejn tarafından inşa ettirilmiş ve yeğeniyle evlenen 1.Lobkowicz Prensi Zdeněk Vojtěch ile birlikte ailenin evi haline gelmiş. Lobkowicz ailesinin güçlenmesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun Viyana’ya yaklaşması ve Habsburg’ların Roma İmparatorluğu’nun merkezini Prag’a taşımasıyla başlamış. Katolik olan aile üyeleri Habsburg ailesine yakın konumlarda hizmet vermiş. Nazi rejimi ve komünist dönemde ailenin tüm varlıklarına el konulmuş ancak komünizm sonrası çıkan yasalarla aile bu mülkleri geri almış. Bugün Çek Cumhuriyeti’ndeki en eski ve en büyük sanat koleksiyonu Lobkowicz ailesine ait.

Lobkowicz Sarayı Giriş Ücretleri
Güncel bilgiler için şu linke bakabilirsiniz. 2020 için giriş ücreti 295 CZK. Sarayın küçük bir konser salonu var orada klasik müzik konserini dinlemek isterseniz giriş ücreti ile birlikte 590 CZK.
Bilet ile birlikte bir audio guide veriliyor, bazı kısımları Lobkowicz ailesinin üyeleri seslendirmiş.
Lobkowicz Sarayı’nda Neler Var?
Sarayın iki katı ziyarete açık. İkinci kattan başlayarak geziliyor. Yaklaşık 2 saatte eserler detaylı olarak görülebilir.

Çek tarihinin en büyük aileleri Pernštejn, Habsburg, Lobkowicz ve Rozmberk’lere ait tablolar gelenleri karşılıyor.

Benim en çok merak ettiğim tablo Velázquez‘in “Infanta Margarita” eseriydi. Velázquez’in “Nedimeler” eserinde ortada duran bu küçük kız çocuğunun epey etkileyici bir hikayesi var. İspanya Kralı IV. Philip’in kızı olan Margarita 9 yaşında bir çocukken, 15 yaşındaki amcası I.Leopold ile evlendirilmiş. 22 yaşında hayatını kaybeden Margarita’nın dört çocuğundan sadece biri yaşayabilmiş.

Prag Kalesi’nde Kraliyet Sarayı’nı gezdiyseniz pencereden atılma olayını biliyorsunuzdur. 1618 yılında bir grup Protestan Habsburg arşidükü Ferdinand’ın tahta çıkmasını protesto etmek için Prag Kalesi’ne gelmiş ve karşılarına çıkan birkaç kişiyi camdan atmış. Katolik olan bu kişiler yumuşak zemine düştükleri için ölmemişler ve Lobkowicz ailesine sığınmışlar. Bu olay aynı zamanda 30 Yıl Savaşları’nın başlangıcı olarak görülüyor.

Seramik Salonu’nda akşam yemeklerinde kullanılan servis takımlarını gördüm, bazıları hakikaten tablo gibiydi.

Hazine Odası’nda ise beni en çok şaşırtan Osmanlı İmparatoru II.Selim’in portesini görmek oldu.

Sarayı gezerken Beethoven’ın Lobkowicz ailesinin himayesinde çalıştığını öğrendim. Beethoven 3. Senfoni’yi önce Avrupa’ya özgürlüğü getirdiği için Napolyon’a ithaf etmiş ancak Napolyon’nun kendini imparator ilan etmesiyle bunu geri almış ve müziğe yeteneğiyle bilinen Prens Joseph Franz Maximilan’a armağan etmiş.

Bu katın devamında Pieter Bruegel’in Haymaking (Saman Hasadı, 1565) eseri, Carl Robert Croll’un Lobkowicz ailesinin mülklerini gösteren yağlıboya tabloları sergileniyor.
Alt katta ise Kuş tablolarıyla dekore edilmiş kuş odası, İtalyan ressam Piranesi’nin Roma tabloları, köpek odası, Prenses Ernestine’nin resmettiği tablolar, aile şapeli, teras ve konser salonu yer alıyor.



Lobkowicz Sarayı çok büyük olmasa da içinde ilginç eserler barındırıyor. Prag’ı gezerken zamanınız ve Çek tarihine ilginiz varsa burayı seyahat planınıza dahil edebilirsiniz.
Bir sonraki yazıya kadar merakla kalın,
One-Day Wonder
Prag’ta günlük hayat nasıl geçiyor diye merak ediyorsanız Facebook ve Instagram hesaplarımı takip etmeyi unutmayın…